20 Kasım 2015 Cuma

Soru da insandır,Yanıt da


   
      Nasıl ki bir gülün varolabilmesi için bütün bir Evren'in varolması elzem ise, bir insanın varolabilmesi, için de Evren'in yanında bütün bir hayâtın varolması gerekir. Çünkü şey tabiata doğarken insan hayata doğar. Bu nedenle insan, tabiata bağlı beşeriyeti yanında, metafizik bir varlıktır. Metafizik bir varlık olduğu için de, her şeyiyle bir sorudur.
     İnsan denilen soruya verilecek yanıtlar her şeyden önce, insanın üçlü, hissi, vicdani ve akli yapısı dikkate alınarak verilmelidir. Bu üçlü yapıdan birinin ihmali veya reddi insanı sakatlar, en azından rencide eder. İnsanın duyusunu sakatlayan, duygusunu körelten, aklını ketleyen her türlü yanıt, insan denilen soruya tam bir karşılık olamayacağından bunalıma neden olur. Bunalım her türlü bildirişim ve iletişim imkânını ortadan kaldıracağından sonuç insanın kendini imhasıdır.
     İnsanın yalnızca duyusuna ağırlık veren yanıtlar hayvaniliğe, yalnızca duygusunu öne çıkartan yanıtlar mistikliğe, yalnızca aklını önemseyen yanıtlar ise vahşiliğe neden olmuştur. Tarih boyunca çok az yanıt insanın birbirini tamamlayan  üç yönünü beraberce dikkate almış; insan için saadeti elde edebileceği bir ortam yaratabilmiştir. Bilinmelidir ki, tüm beşeri ve dini görüşler insan denilen soruya birer yanıttır. Bu nedenledir ki, yanıtları oortadan kaldırmak, hiçbir zaman soruyu yani insanı ortadan kaldırmaz; sorunun ortadan kalkması insanın ortadan kalkması demektir çünkü... Öyleyse tüm yanıtlarda doğruluk ve yanlışlık ölçütü, soru yani insan olmalıdır.



İhsan Fazlıoğlu
Kendini Aramak
Syf.-11
Papersense Yayınları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder