15 Ekim 2015 Perşembe

Yüreğin üstüne düşen çiy!

           
   

         Tüm bu yıllar süresince, bulanık bir biçimde, bir şeyin eksikliğini duyuyordum. İnsan bir kez güçlü bir biçimde sevme şansına erdi mi tüm yaşamı bu ateşi ve bu ışığı aramakla geçer. Güzellikten ve ona bağlı olan hazsal mutluluktan vazgeçiş, mutsuzlukta karar kılma, bir büyüklük ister, o büyüklük de bende yok. Ama, ne de olsa, dışlamaya zorlayan hiçbir şey gerçek değildir. Yalıtlanan güzellik sonunda suratını buruşturur,  yalnız adalet sonunda ezer. Birini dışlayarak bir başkasına yararlı olmak isteyen kişinin hiç kimseye, hatta kendine bile yararı dokunmaz, sonuçta, adaletsizliğe iki kez destek vermiş olur. Bir gün gelir, hep kasılmak yüzünden, hiçbir şey hayranlık uyandırmaz olur, her şey bellidir, yaşam hep yeniden başlamakla geçer. Sürgün zamanıdır artık, kurumuş yaşamın, ölü tinlerin zamanıdır. Yeniden yaşamak için, bir lütuf, kendini unutmak ya da bir yurt gerekir. Kimi sabahlar, bir sokağın dönemecinde, yüreğin üstüne çok hoş bir çiy düşer, sonra buharlaşıverir. Ama serinliği kalır ve yürek hep onu ister.



Albert Camus
Yaz
Syf.-72
Can Yayınları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder