Dışarıda yağmur çiseliyor.Yine şuh bir
bahar sabahı.Kaçta kaçın benim?Kanımda, kafamda sen varsın.Sesin yetmiyor
bana.Seni bütün olarak istiyorum,etinle,iskeletinle, rüyalarınla bütün.Ve
yalnız benim olarak.Mazini kıskanıyorum.Halini kıskanıyorum.Kendini rahat
hissetmen beni kudurtuyor.Anlarsan anla,ben anlayamıyorum. Acı duymaman için
derimi yüzdürtürüm, ama ayrılığın seni üzmediğini, yaralamadığını düşünmek
kanımı tepeme çıkarıyor.Üstelik buna imkan olmadığını da biliyorum.Biliyorum
ki, benimsin, yalnız benim, ebediyen benim.Dudaklarım, dudaklarına, tenim
tenine, ruhum ruhuna alevden harflerle damgasını vurmuştur.Bu damgayı ancak
ölüm silebilir.Biliyorum ki mustaripsin.Ekim,kasım,aralık,ocak..O zamana kadar
yaşayacak mıyım? Vaham benim.Yine susuzum, eskisinden daha susuzum.Belki
uzviyetin(canlılık) isyanı bu, korkunç bir isyan.
Tepeden tırnağa öperek.
Lamia Hanım'a Mektuplar(Jurnal cilt 2)
Syf-31
İletişim Yayınları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder